Ülkemizde (Dünya geneli alındığında, dünya ortalaması çok daha kötü. Milyarlarca aç yada açlığa yakın olan insanların hedefi, doyma bile değilken, sadece birşeyler yiyebilmeyi kazanç saymışken...) sık karşılaşılan beslenme yetersizliğinden biri olarak ortaya çıkan demir eksikliği (dolaysıyla kansızlık), genellikle büyümenin çok hızlı olduğu küçük çocukluk ve ergenlik çağında ortaya çıkar. Yaşlılık ve hamilelik süreçlerinde de kendini gösterir.
Metobolizmanın ve sistemlerin akciğerlere gelen oksijeni her bir hücreye taşıyabilmesi için demire ihtiyacı vardır. Kana kırmızı rengini veren protein hemoglobin, yaşam için şart olan bu görevi oksijen taşımakla yükümlü molekülün yapısında yerini alarak yerine getirir. Demir eksikliği ya da düşük hemoglobin düzeyleri yaygın olarak kansızlıklıkla kendini gösteren anemi (nedenleri, belirtileri, tedavisi) hastalığına yol açabilir.
Gerek dengeli ve sağlıklı alışkanlıkların edinilmemiş olmasından, gerek ekonomik nedenlerden dolayı doğru ve yeterli beslenememekten, gerekse kültürel alışkanlıklardan dolayı demir eksikliği (dolaysıyla kansızlık) yaşanmaktadır.
Demir içeriği düşük olan yiyeceklerin fazla tüketilmesi ve ayrıca metobolizma sorunları nedeniyle besin yoluyla alınan demirin emiliminin tam olarak yapılamaması, demir eksikliğinin (kansızlığın) oluşmasına neden olur.
Doğal olarak hızlı bir büyüme temposu olan bebek, çocuk ve gelişme çağında olanlar ile iki can besleme pozisyonunda olan hamilelerde daha çok demir mineraline ihtiyaç vardır.
Özellikle ekonomik seviyeleri doğru ve dengeli beslenmeye müsaade etmeyenler, vejetaryenler (etsiz beslenenler), hamile ve adet (regl, menstürasyon dönemi) dönemindeki kadınlarda kansızlık sıkça görülür.
Demir eksikliği veya metobolizmanın demir emiliminin bozukluğu durumunda kansızlık başta olmak üzere bir çok rahatsızlıklar ya zayıf etkenler yada tedavi sürecini başlatacak etkenler olarak ortaya çıkar. ; uzun süren ishaller, kronik enfeksiyonlar, sindirim sisteminde bozukluklar, vücuda alınan demirin emilimini bozarak demir eksikliğine neden olabilir.
Ayrıca; uzun süren ishaller, kronik enfeksiyonlar, sindirim sisteminde bozukluklar, vücuda alınan demirin emilimini bozar. Metobolizmanın demir emilimini yavaşlatarak demir eksikliğine neden olabilir.
Çölyak veya Crohn hastalığı gibi bağırsak bozukluğunda demirin emilmesi mümkün olduğu gibi ince bağırsaktaki çeşitli nedenlerden dolayı demir emilimi olmayabilir yada az miktarlarda olabilir. Mide asiti önleyicisi gibi ilaçlar (Ülser ilaçlarıda emilimi azaltır) kandaki demir eksikliğine neden olabilir
Demirin emilimi için gerekli olan mide asitlerini nötürilize eden süt (sütün; mideyi rahatlatması ve açlığı gidermesi açlık asitlerini nötürilize etmesinden kaynaklanır) bu yönü ile emilimi azaltan yada yok eden konumundadır. Bu nedenle etle birlikte yada hemen öncesinde vede hemen sonrasında süt tüketilmemelidir.
Emilimi artırmak için C vitaminince zengin olan besin kaynakları tüketilmesine dikkat edilmelidir. Demir emilimini artırabilmek için kullanılması gerekli besin kaynaklarını örneklenirse; baklagiller, maydanoz, biber, domates, portakal, limon, portakal, greyfurt ve mandalina, mango, nektarin, şeftali,çilek, kivi, ahududu, bahar yeşillikleri, brokoli, bürüksel lahanası, kabak, bezelye gibi sebzeler,... sıralanabilir.
Ayrıca; tam buğday ekmeği, bal (manganez, bakır ve demir minerallerince zenginliğinin yanısıra, kandaki hemoglobini artırır) etle birlikte yada öncesinde-sonrasında tüketilebilir. Bu sayede demir metobolizma tarafından daha rahat faydalı hale getirilebilir.